12 Haziran 2010 Cumartesi

Kişinin büyüdüğü anladığı an

Evet varmış böyle birşey , yaşanıyormuş , yaşayıp da anlıyormuş  insan büyüdüğünü , artık olgunlukla karışık bir üzüntü ve kabullenişi birlikte yaşamak , iliklerine kadar hissetmek , acının gelip zönk diye tam diyaframının biraz üstüne oturup boğazını zorlaması , sanki alıp verdiğin nefesle acıyı soluduğu hisstemek . işte tam da şu an bunları aynen yaşıyorum hatta bana sorsalar bu kelimelerin ifade ettiğinden daha fazlası ama ah işte o kelimeler öyle kifayetsiz ki Nur içinde yatsın şair dedirtiyor...
Bu yazı kaç paragraf sürer bilmiyorum , yüzlerce yazacak kadar doluyum...Burası da benim mekanım ise bugün benim kahrım çekilsin napayım...
Ahhh avazım çıktığı kadar içli içli ağlayamıyorum dedim ya büyümüşüz , olgunlukla karşılıyoruz zaten bildiğim bir şeyin sonunda tam da günü geldi.Bin kere soruyorsun acaba herşey farklı olsaydı ne kadar mutlu olurduk veya olmazdık. Son sözlerini hatırlıyorum ; ''keşke herşeyi değiştirme şansım olsaydı'' demişti ki ikmizin de elinde böyle bir güç yoktu.Bazen sevmek , aşık olmak yetmiyordu , hayatta bazı şeyler vardı ki yollar hiç istenmese de bir daha birleşmemek üzere ayrılıyordu.O kendi toprağında ben kendi toprağımda büyümek yeşermek ve günü gelince solup gitmek durumundaydık.Yeni yetme  değildik ; yeni yetme olsak o gözümüzü korkutan bazı şeyleri  göğüsleyecek cesaretimiz olurdu , kocaman bir kadın ve kocaman bir adamdık.
O derin bir nefes aldı ve kendi toprağından bir çiçekle yola devam etti.Ve bizim asla varmamıza imkan olmayacak o vuslata bugün onunla eriyor. Artık düşünmek , sevgiyle anmak ,nefretle anmak vb. anlamsız...
Ortak bir arkadaşın yazdığı '' X'in son bekarlık saatleri'' mesajını okumak....
İşte sanki söyleyeceğim çok şey var da , yazsam yada konuşsan tek bir kelimeyi bulamıyorum ya da tam söyleyecekken saçmalık ötesi geliyor düşündüklerim . Tam bir dilemma yaşıyorum.
Dedim ya şu an artık ne  küçük bir kız çocuğu, ne hayatının deli çağında  bir 17 lik bir genç kız değilim. Çünkü, artık tam anlamıyla sonsuzluğa kadar kaybettiğim kişi ne mahalleden taşındı ne de başka bir okula geçti .Hayatımın çok farklı bir evresindeyim artık .Artık, çok daha ciddi çok daha resmi bir en dibe gömme, hiç hatırlamamak üzere unutmuşluk oyunu oynama zamanı.Büyüyünce böyle oluyormuş işte.
Ama bir de kişinin büyüdüğünü anladığı anda , o büyümüşlükle gelen '' olgunluk, metanet'' gibi kavramlar gelip yerleşiyor içine ki bu da dengeyi sağlıyor.
İşte bu ''denge'' sağlayıcı olgunluk , metanet , muhakeme şunu da dedirtiyor insana ;

Herşey olur , herşey unutulur, ve hayat devam eder her yeni günle yeni şeyler gerekse bir de üstüne üstlük Allah yardımcımız olsun derim. Ve büyürüm birazcık daha ...

PS : Kişinin büyüdüğünü an , biraz da pişmanlık nedir öğrendiği andır.

PS 2 : Bu yazıyı yoruma kapatiyorum , teselli istemiyorum , bu konuda benden başka kimse birşey söylemesin...bu da bana kalsın