11 Ekim 2010 Pazartesi

Ehlikeyf Frog


Bıraktım kendimi boşluğa ... Çalış çalış , düşün düşün , dertlerle dans et nereye kadar. Bugüne mahsus olmak üzere  Frog , '' The pimp of Sefa'' oldu .
Bir de fondaki şaheser Markus Schulz - Cause you know ...

making promises i can't keep
do I show up empty
should I beg for your mercy
do you know I'm glad to be

Sanıyorum hatta eminim  bundan güzel bir Pazartesi yaşanamaz...Biter mi bitmez mi derken gerçekten dertlerin de  bir son kullanım tarihi var ve o günden sonra istesen de istemesen de yallah çöp tenekesine. E yenilerine yer açmak lazım....
Neyse şu güzel ortamı  (  bknz pikçır ) bozmayalım böyle melankolik laflarla daha fazla .  Piliz du nat distörb mi !!!!  I need to try this cigar  and it won't be easyyyy :)

17 Eylül 2010 Cuma

Ne olcak bu melislerin hali ?

Ya geçen çok garip bir olay cereyan etti ; Mersin İdman Yurdu nun teknik direktörünü , sahada maç yapılırken bıçaklamışlar . Daha da bir ohannesburgu , bıçaklayanın adamın öz abisi olması , ya garip ne diyeyim Allah akıl fikir ihsan etsin de zaten benim bu trajik konuya burda değinmemin nedeni başka .
 geleneksel '' sabah sabah  boş konuşup , mesaiyi baştan yiyoruz'' temalı  ofis sohbetimiz sırasında beni hayretlere gark eden bu olayı , şu dünyada cinconlu olması dışında hiç bir kusuru olmayan can kardeş Serkancanla paylaştım. Kendisinin cevabı ;

-Keşke Rijkard ı  da bıçaklasalardı

Puhahahah  .. Hani hakikaten gebereyazdım gülmekten ......  Öyle kederli , öyle çaresiz bir sesle söyledi ki bi an cincon için üzülesim geldi :(  Zor dostum zor cinconlu olmak da zor.Nelere umut bağlamışlar

13 Eylül 2010 Pazartesi

The Beginning of An Epic Story


Yorum yapamıyorum , nolur ısrar etmeyin :)

Oyumu Kaybettim , hükümsüzdür İmza KeMAL !


Dostum sana  Ghandi dediler   ama   bildiğin Houdini sin sen yahu :)  Sen aylarca hayır oyu verin diye  yırtın dur sonra kendine ''HAYIRIN'' olmadığı ortaya çıksın. Sanırım bu acemi arkadaş Mathama Ghandi nin pasif direniş eylemini yanlış anlayarak , referandumda oy kullanmamış...Hakikaten absürd ötesi , ironi bile diyemeyeceğim...

Yazık senden de bi cacık olmazmış .. Burda yazdığım siyasi görüş değil , keza benim apolitiğin önde gideni olduğumu herkes bilir bilmeyen de öğrensin. Her hangi bir politikacının veya siyasi oluşumun destekçesi yada çıkar ortağı değilim. O yüzden , '' tarafsiz'' yorum yapabiliyorum .

Adamin , ne kadar olaylara ''vakıf'' olduğu ortada. Gazeteciler ne sorsa ; biz çözeceğiz , biz yapacağız , arkadaşlar üzerinde çalışıyor. Daha bundan bir adım öteye gidemedi zaar ... Ya çözeceksin de nasıl çözeceksin Allahın Kamili?? Tabi , siyasi görüşü  Hürriyetten politika takip edip sonra seksi fotoğraflar için durmadan tıklayan kitle için kendisi kurtarıcı olabilir , ancak kazın ayağı öyle değil. Ara gazı ile ülke yönetmek hele hele Türkiye gibi ateşten gömleği giymek hiç kolay değil.

Daha çook yolun var Dandi Kemal ama o yolu yürütürler mi onu bilemeyiz..Neyse nasıl olsa senin arkadaşlar çalışıyo dikkat et altını oymaya çalışmasınlar.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Hamburg'un Yalıları


Gene geldik acı vatan Alamanya'ya . Ama bu sefer ne hikmetse Stuttgart ' ta değiliz . Yolu şaşırdık bu sefer :)
Şu acı vatana ilk ayak bastğım o mendebur günü hatırlıyorum da karlı ve Gronland dan hallice bir Stuttgart sabahı idi ve daha o an anladım  .oku yedik dedim malum  hala daha katlanıyoruz mödern köle statusundeyiz bu hayatta  Justunyo Frog!!!



Her neyse , Bugün tam da bloga yazılmalık  , kişisel tarihe not düşülmelik bir gün.  Çünkü ben bügün hiç görmedğim bir Almanya gördüm , hakikaten bu garabet  kasvet yuvası memleketten nasıl böyle manzaralar yakaladık. Hayret , Acaip de mis bir hava ... Burda yaşayan  Alman gardaşlarımızın yaş ortalaması 135 zaten . Yazları da bize gelip herşey dahil kabilinden bir de bedavadan ucuz tatil çaktılar mı azraille  kaçak güreşiyorlar :)



Her neyse , kurbağanın gözünden Hamburg yalıları ....
Adamlar yapmış Beyler

23 Ağustos 2010 Pazartesi

İftarda Nerdeyiz ?

İftarda , Ritz Carlton otelindeyim.Orucumu , Şef Guiseppe Kolpayanti nin hazırlıdığı trüf mantarlı altın çorbası ile açacağım ve ,böylelikle açın , bulamayanın halinden anlayacağım.

Bıraz zor anlarsın canım! Oruç gibi , insanlara yoksunluğun zorluğunu hatırlatmaya ve bu yoksunluklar ile yaşamak bir şeklide kaderleri olmuş , bizden daha şanssız insanları anlamaya yönelik , son derece , şafşatadan ve görünürlükten uzak olması gereken bir ibadeti bile , bir ''lifestyle'' havasına , bir gösterişe sokuyorlar ya -yani ben hadi neyse birşey demiyorum gene ağzımı bozmayayım şimdi mübarek günde .

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama !

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Mubarek Günde :)

Ya herkesin inancına saygımız var ama ineğe de tapılır mı be A.Q.

Mubarek gunde beni konusturolar zındık Hindular  :(

10 Ağustos 2010 Salı

East Un Boule Reloaded


İyi akşamlar , kaptanınız konuşuyor; Kafamda yine deli sorular

30 Temmuz 2010 Cuma

Mutluyum Mutlusun Mutluluk budur :)


Karşı koymak mümkün mü şu güzelliklere ; yakıştı yakıştı ; cidden yakıştı . E zerafetimi sevsinler.
UUU beybi -

Description :  A  special  moment from NYC Shopping Spree

26 Temmuz 2010 Pazartesi

New York New York


Ahhh Empire State of Mind ...

Nassıl özlemişim New York 'u .. Dile kolay birbuçuk sene deli dolu yaşadım , bu deli divane şehirde. Şu an ''olduğum '' insan olmamda bu şehrin nassı bir payı var , yadsınamaz. Ehh özlemiştim  hatta o kadar özlemiştim ki bu Temmuz sıcağında burdayım ..

12 Temmuz 2010 Pazartesi

A Spectacular Capture


Bebek seems awesome in the mornning ...

Bohemianfrog is adjusting herself to  the new neighborhood ....


9 Temmuz 2010 Cuma

Facebook ?

Yanlızlığın digital hali , ordinary persona nın sanal extraordinary egosunu pazarlayıp palazlandırdığı.

Gir bak bakalım yeni yanlız var mı ???

8 Temmuz 2010 Perşembe

Yavrummm Doötçland yazık oldu sana

Saolsun Fatih Terim egosantiriği , Dünya Kupasına katılamadık. Zaten son 10 senede , 2002 de Dünya Kupasında vardık bir de 2008 Avrupa Kupasında ! Dünya 3. lüğü ve Euro 2008 Yarı final ! E demek hepsine katılabilsek birinden birisinde şampiyonluğu da alırdık :(
Neyse Turkey piyasada olmayınca Doötçland  ı tutmaya karar verdim , onda da vuslata eremedik. Zati şampiyon Ispanyollar gibi şimdiden bence Hollandalı kardeşlerimiz boşuna içip coşup kafayı buluyorlar .

Ama en azından Sülümanla girdiğim iddiayı kazandım . Şampiyon Avrupa kıtasından çıktı. Çok güveniyordu Berezilya ya Arcantin e O!:) Ehh gideyim Lacoste den bi tişört seçeyim ben kendime .Aslan Sülüman öğren artık benle iddia ya girilemeyceğini  Berezilya şampiyon olsa dahi ben ne yapar ne eder o tişörtü sana aldırırırdım abicim

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Just do it!


And you can see my heart beating
You can see it through my chest
Said  I'm terrified but I am not leaving

Just do it , just pull the trigger and stop my agony.

1 Temmuz 2010 Perşembe

E yazayım artık


Ne tembelim , yoksa ne yoğunum 1 saat sonrasını bile düşünecek  halde değilim mi desem ...Yok ama yazacam artık , iyice ihmalkarlık hüküm sürmüş blogda...

Bu yazıyı şu şekilde tamamlamak ister deli gönül ;

Benim ne işim ulan Bordeaux da!!!!!! (A tribute to Mazhar Alanson ofkorzzz)

22 Haziran 2010 Salı

Elf misin mübarek ?

Şu yaşıma kadar , çok şükür oldukça emprovize yazılmalara , girizgahlara maruz kaldım. En babaları tabiki cennet ülkemin yağız deluğanlılarından geldi ,yurttaşlarımızı da İtalyanlar izliyor. En azından benim gözlemlerim böyle...
Ancaaak , çok değil daha yarım saat önce öyle bir tanesini duydum ki olmaz böyle şey!!! Şirkete, bir çalışma arkadaşımızın kuzeni geldi. Maşallah fecait birşey...Neyse , zaten oldukça şamatalı geçen sohbetten sonra , nezaketen , arabasına kadar geçirme gafletinde bulundum arkadaşımla beraber kendisini .Tam klasik nays to mit yu kısmına gelip el sıkışıcakken ettiği laf beni kopardı , hatta yarıldım desem ; noktasına virgülüne dokunmadan aynen aktariyorum ;
X , Elf misin canım sen  !? Yarın yine gelcem ben!
Höö ?? dedim kaldım ilk saliselerde , sonra kopuş o kopuş . Valla çok zevzekçe mi buldum yoksa çok mu hoşuma gitti şu an sağlıklı bir beyanat veremeyeceğim:)
Bu elf misin nesin muhabbetini  daha önce sourtimes.org da okumuştum ama hangi konu ile alakalı idi hatırlayamayacağım . Sanırım sözlük bazı dimağlara inspreyşın olmuş negzel !

Edit : Hee Elf im ben! Yukarıdaki tipe bak aynı ben :)

WTF




Eğer aşırı sex isteği hasıl olduysa eril bünyede , ben bu resmi katiyetle tavsiye ediyorum, zannederim Şahin K. bile isyan eder bu ne ya denizden gelen buz gibi yarmagül : )))) Tövbeler töbesi.....

Beyond Failure diyorum ....

Teknoloji gelişir , Eblehlik baki kalır

Biri eline telefonumu alsa , şöyle bir kurcalasa diyecek ki niye hep tanımadığın numaralar ile konuşup mesajlaşıp duruyosun . İtiraf ediyorum, teknolojik üşengeçlik mallığından muzdaripim!!!!En çok mobil iletişim kurduğum kişileri bile oturup rehbere kaydetme kabiliyeti yok bende! Bu kadar numarayı ezberde tutmak daha kolay geliyor . misal şu bir kısmını kamufle ettiğim numerolardan birisi öz be öz abime ait. Bir diğeri günde 300 kez filan mesajlıştığım çok yakın bir akadaşıma  Kendisini arayacağım zaman mesajlarını açıp , . numarayı ara diyorum  o yuzden  arama ekranında başında +90 ile çıkıyor.Her aradığımda valla kapatınca kaydedecem diyorum ııhh ıhh , öyle sanki 40 kat yabancı gibi takılıyo.Allaha şükür , şu ana kadar bu durum çok büyük bir pota neden olmadı. Alakasız birini , alakasız bir saatte filan arama ihtimali var ;  aman diyeyim... Hatta ondan da kötü bir conspiracy theory de var ki ; çok uygunsuz kaçabilecek bir mesajı , yanlış numaraya yollamak. Diğerinde , pardon karıştırdım der , kaparsın en kötü ihtimal!Ateşle oynuyorum zaten pek hırlı bi mahlukat değilim , niyazi olmayalım sırf bu mobil özürlülükten :)
Ama azmedicem , oturcam herkesin numarasını ismiyle cismiyle kayıt altına alıcam telefonda! İşin komiği, hangi numaranın kime ait olduğunu nasıl da ezberlemişim. Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgideyim sanırım deliden ziyade teknolojik spastiklik  kısmına daha bi yakınım bu konuda

20 Haziran 2010 Pazar

Azalarak Bitsin : Mondays!

İçimde bir sıkıntı , pazar akşam üstü .Bir de uçağa yetişme telaşı var şimdi . Oldu mu bu şimdi Bitti mi şimdi tatil ? Hep bu Pazartesi yüzünden. Hangi terbiyesiz kadının evladı bu Pazartesi yi hafta başı yaptı valla ebesini mezarda ters döndürmek lazım!!
Aslında başlıkta da yazdım ; bu pazartesiler azalarak bitsin . Şöyleki ; ilk etapta Pazartesi günleri işe ,okula 10 : 30 da gidelim. Bari deli danalar gibi üstümüzden geçmiş haftasonunun etkisi biraz azalır , mesai bitimi de 15: 30 olsun.Böyle azar azar , bu cenabet günün hayatımzdaki yeri azalsın ,azalsın sonra şak! diye bitsin. Eminim eğer böyle birşey olur ise , artık Pazartesi tatilden sıkılınmaya başlanan 3. gün olur , herkes haftanın ilk çalışma günü olarak Salıya karşı daha ılımlı yaklaşır.Zaten , ben bu konuda bayram tatillerinden ötürü deneysel tecrübeye sahibim , Hakikaten 3 veya 4 günlük bayram tatillerinde artık son günün son saatlerinde, bi ''işe yarama'' isteği ,malak gibi yatmaktan yada  çılgın atıp kudurmaktan sıkılma eğilimi başlıyor.Demekki ideal haftasonu 3 gün olmalı! İsviçreli bilim adamları da bana katılır mı bilemem ama dünya nufusunun çoğunun desteğini alacağımı hissediyorum şimdiden:)
Gelme Pazartesi gelmeeeee.... İşin kötüsü bu sefer ben sana geliyorum biçare modern kölen miyim ulen ???

16 Haziran 2010 Çarşamba

Did You Watch Porn ?

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

12 Haziran 2010 Cumartesi

Kişinin büyüdüğü anladığı an

Evet varmış böyle birşey , yaşanıyormuş , yaşayıp da anlıyormuş  insan büyüdüğünü , artık olgunlukla karışık bir üzüntü ve kabullenişi birlikte yaşamak , iliklerine kadar hissetmek , acının gelip zönk diye tam diyaframının biraz üstüne oturup boğazını zorlaması , sanki alıp verdiğin nefesle acıyı soluduğu hisstemek . işte tam da şu an bunları aynen yaşıyorum hatta bana sorsalar bu kelimelerin ifade ettiğinden daha fazlası ama ah işte o kelimeler öyle kifayetsiz ki Nur içinde yatsın şair dedirtiyor...
Bu yazı kaç paragraf sürer bilmiyorum , yüzlerce yazacak kadar doluyum...Burası da benim mekanım ise bugün benim kahrım çekilsin napayım...
Ahhh avazım çıktığı kadar içli içli ağlayamıyorum dedim ya büyümüşüz , olgunlukla karşılıyoruz zaten bildiğim bir şeyin sonunda tam da günü geldi.Bin kere soruyorsun acaba herşey farklı olsaydı ne kadar mutlu olurduk veya olmazdık. Son sözlerini hatırlıyorum ; ''keşke herşeyi değiştirme şansım olsaydı'' demişti ki ikmizin de elinde böyle bir güç yoktu.Bazen sevmek , aşık olmak yetmiyordu , hayatta bazı şeyler vardı ki yollar hiç istenmese de bir daha birleşmemek üzere ayrılıyordu.O kendi toprağında ben kendi toprağımda büyümek yeşermek ve günü gelince solup gitmek durumundaydık.Yeni yetme  değildik ; yeni yetme olsak o gözümüzü korkutan bazı şeyleri  göğüsleyecek cesaretimiz olurdu , kocaman bir kadın ve kocaman bir adamdık.
O derin bir nefes aldı ve kendi toprağından bir çiçekle yola devam etti.Ve bizim asla varmamıza imkan olmayacak o vuslata bugün onunla eriyor. Artık düşünmek , sevgiyle anmak ,nefretle anmak vb. anlamsız...
Ortak bir arkadaşın yazdığı '' X'in son bekarlık saatleri'' mesajını okumak....
İşte sanki söyleyeceğim çok şey var da , yazsam yada konuşsan tek bir kelimeyi bulamıyorum ya da tam söyleyecekken saçmalık ötesi geliyor düşündüklerim . Tam bir dilemma yaşıyorum.
Dedim ya şu an artık ne  küçük bir kız çocuğu, ne hayatının deli çağında  bir 17 lik bir genç kız değilim. Çünkü, artık tam anlamıyla sonsuzluğa kadar kaybettiğim kişi ne mahalleden taşındı ne de başka bir okula geçti .Hayatımın çok farklı bir evresindeyim artık .Artık, çok daha ciddi çok daha resmi bir en dibe gömme, hiç hatırlamamak üzere unutmuşluk oyunu oynama zamanı.Büyüyünce böyle oluyormuş işte.
Ama bir de kişinin büyüdüğünü anladığı anda , o büyümüşlükle gelen '' olgunluk, metanet'' gibi kavramlar gelip yerleşiyor içine ki bu da dengeyi sağlıyor.
İşte bu ''denge'' sağlayıcı olgunluk , metanet , muhakeme şunu da dedirtiyor insana ;

Herşey olur , herşey unutulur, ve hayat devam eder her yeni günle yeni şeyler gerekse bir de üstüne üstlük Allah yardımcımız olsun derim. Ve büyürüm birazcık daha ...

PS : Kişinin büyüdüğünü an , biraz da pişmanlık nedir öğrendiği andır.

PS 2 : Bu yazıyı yoruma kapatiyorum , teselli istemiyorum , bu konuda benden başka kimse birşey söylemesin...bu da bana kalsın

7 Haziran 2010 Pazartesi

Turkcell'in Emiş Gücü


Bu ciesem şirketi aylardır beynimize nakşediyor '' Çekim Gücü'' ! Bence bunların çok kudretli olduğu başka bir konu da var o da başlıkta yazıyor. Hakikaten abonelerinin cüzdanları  üzerinde muazzam bir emiş gücü var ,  ne kadar sıkışmışsa araya  çekip alıyor bu antenler :)
Gerçi hizmet kaliteleri konusunda birşey diyemem ancak yıl olmuş 2010 , bundan aşağısı zaten kurtarmaz , diğer kazmalar onu bile beceremiyor diye , koyunun olmadığı yerde keçi muhabbeti işte.
Bana vakti zamanında bir fatura çakmışlardı bilen bilir 532 205 xy xy diye çok manyak ötesi bir numaram vardı - sonra bazı malum sebeplerden değiştirdim - daha o yıllarda 6 sıfırda halen bizimle :
Birmilyarbeşyüzseksenyedimilyon türk lirası.Yıl 2003 !  Henüz faturamı babamın ödediği yıllar , ödedi adamcağız ama... Aramızda geçen dramatik konuşmayı hatırlamak dahi istemiyorun:(O faturayı da saklamıştım ibret belgesi olarak ama şimdi nereye gömdüysem bulamıyorum , onu bulursam kesin koyucam buraya.
Valla yetti gari , meğmur hattı alıcam..Yok yok vazgeçtim bayılıyorum kendimi şeettirmeye , kalayım ben burda :(

6 Haziran 2010 Pazar

İki Medeni ( Narin ) İnsan ( Kezban)


Bizim ülkeye '' conservative'' diyorlar ya hayret ediyorum. Yani şu kulağımın , gözümün şahit olduğu şeye kolay kolay rastlayamam başka memlekette . Özgürlüklüklerin ve mümkün mertebe her fırsatta özgürleşmenin diyarı olan Amerika'da bile iki erkeğin duygusal veya çok çok hafif dozajda olsa da fiziksel yakınlaşmasının olduğu sahneler yayınladığında televizyonda filan ertesi gün Hobareeeyyy filan oluyor amerikancıklar gel gelelim bizim  gibi çok bi mutaasıp , çok bir muhafazakar ülkede iki tane bildiğin '' herif'' kabilinden erkek görünümlü  narin (!)  mizaçlı şahıs bangır bangır gündüz vakti aleni bir şekilde ;
''Beni sevemedin ya , şu belini saramadım ya '' şeklinde düetleşebiliyorlar  birbirlerin arkasında kaykıla kaykıla danslar filan ... ?????? Nassı yani ?
Şarkının ismi de manidar ''İki medeni insan'' Bence bunnar biraz fazla medeni direk Narin!!! Şarkının ismini
İki Narin Kezban olarak değiştirdim Ouahahha...

PS : Adları da Murat Boz ve Soner Sarıkabadayı .. Mutluluklar diyelim
xoxo.... :)

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Geldi bahar ayları...

Her sene aynı muhabbet , aynı lanetlik aynı nemrutluk bu ne ya Allah'ım bu ne ... Yeminle bu yaz ayları bütün yaşam enerjimi çekip alıyo 85'lik nenemden beter oluyorum hem bezginlik hem de nemrutluk konusunda :)Kınıyorum işte yaz aylarını kınıyorum  bu ne ya eriyip gidecez mayışmaktan beynimiz olmuuş pelte kıvamı .Hiç çalışasım yokken 4,5 saat toplantı yaptım ya hani benim cennetim der gibiyim:))))

Off öyle bir yatasım da kalkmayasım var ki sorma gitsin .... Bıkkınlığın öyle bir Nirvana mertebesindeyim ki araba kullanasım yok kaldım mı şimdi maldanado gibi ofiste!!!... şu 3'lü kanepe  ''gel kurbaa zıpla bana  boylu boyunca'' diyo sanki . Valla diyo yok yok sıcaktan ve çok çalışmaktan manyadığım filan yok  inanın duyuyorum çağırıyo beni :(

27 Mayıs 2010 Perşembe

Lokkum Lokkum


Yani , perşembe perşembe hemi de günün öğlesinde  böyle kaçamak yapmakta extra bi keyf bea!!

Off mangal yerrim seni yemeyeni döverler zaten :)

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Oyyy ooyyyyy oyyy




Real Madrid - Jose Mourinho . İkisinin de seveni çok olduğu  gibi sevmeyeni de çok. Ben ikisini de gönülden sevenlerdenim...
Benim için önümüzdeki sene oldukça güzel geçecek zira ben 2010-2011 Turkcell Ligi ni seyretmeme kararımı şimdiden aldım Fenerim sağolsun bu travma  bende 1 seneden fazla sürecek belli oldu o! Benim için varsa yoksa Serie A   ve La Liga ...
Ya bir de , sanırım herkesin vardır ya ölmeden mutlaka yapmak istediği , deneyimlemek istediği şeyler ; işte benimkilerden biri El Clasico yu seyretmek  stadda!!! Sanırım önümüzdeki sezon yapacağım şimdiden kadim dostum Catalina yı sıkıştırmaya başladım . Seneye Santiago Bernabeu da olsam Real Madrid , Barcelona'nın canını çıkarırken fena mı olur ? 72.000 kapasiteli stadda küççük bir kurbaa ya yer vardır sanırsam :)

Joseciğime gelirsem ; bir insana ego bu kadar mı yakışır ukalalığın hakkını bi insan ancak bu kadar verir!
Olcak olcak süpper olcak seneye....

18 Mayıs 2010 Salı

Why Me ?


Döndüm  gene vatan toprağına , ama var ya hiç gelesim  yok , hiç yüzleşesim yok bazı şeylerle...
Şampiyonluk faciasından tutunda ofiste zehirli sarmaşık olmuş işler , bi de bazı kişisel meseleler :) Açık söyleyeyim bir tane bile geyiğe maruz kalacak sabır denen naneden yok bende. Hiç tarzım olmayan şekilde , ağır geri dönüşümleri olur bu şaka teşebbüslerinin...
Veee ger şey güzel şey gibi tatilin de sonu var , ofis Perşembe günü bizi bekler , bakalım yaralı sayısı 10 u bulacak mı , Allah vere ölü olmasa ( Anlayanlar anladı ) . Bana diyorlar '' ya rahvan gitsin de '' Diyemiorum , tedavisiz bir workaholichim ben kabul :)
Hadi bunların hepsine alışığız artık malum Fenerim acı kaynağım , işim stres pınarım. Ama başımda bi bela varki ... Ilk kez oldu diyebilirim. Hakketen ben bazı konularda hiç bişey yaşamamışım, ağır oldu bu yaşta . Bir yerde yanlış yaptım , düzeltemiyorum , anlatamıyorum. Vicdanen rahatsızım.Değerli mentorum Hakan Bey'in kulağıma küpe olmuş bir lafı vardır ''Herşeyi biriktirirsin para pul , mal mulk vs... ama bence sen insan biriktir'' demişti bana. Çok şükür , bugün ölsek -bildiğim kadarıyla- ''ohh world is a better place , I am a happier person'' diyecek biri yok gibi:) Şaka bir yana , istemeden de olsa birini kırmak , üzmek hele hele harbiden sevdğim birinin sıkıntısına sebep olmak acayip kanırttı tabiatımı .
Du bakalım zabbah ola hayrola....

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Hayat ne garip Vapurlar filan...




İşte Fenerbahçe gerçeğini bir an için de olsa unutturan güzellik ötesi şey...Hiç çıkasım bile yok odadan öyle huzurluyum , öyle hedonist akıma bırakmışım kendimi

Ahh ne planlarım vardı giyecektim yazlık (!) formamı , gezcektim Cannes ın biçlerinde :(
Yine de hayat güzel mi ne ?  Güneş tatlı tatlı ısıtıyor, en azından ofisten uzağım , vayrlesim de var , blogluyorum  manzaraya karşı ... Hani Ertem Şener diyor ya '' Çölde vaha gibi '' aynı o hesap işte ... İçim kavruluyor ancak şu dinginliğe  güzelliğe de karşı koymak , şükretmemek , kendini huzurun kollarına bırakmamak nankörlük olur artık. Mutluluk bize gelmiyor ben ona gideyim bari...Anın tadını çıkarayım bari.

PS : Ya ofis dedim de demez olaydım , napıyorlardır acep diye düşünesim geldi ayy gelmez olaydı. Ben yokken serilmiş midir işler ??? Valla buradan uyarayım Adolf Hitler e rahmet okuturum , şampiyonluğun acısı çıkartırım haaaa!!!( Bakınız : Bir workaholic 'in anıları )

Efkarlıyım...


Gece saate baktım 4 e geliyordu ; ben de ne uyku ne tat ne tuz... Öyle lanet bir ruh hali... Dilimde damağımda öyle bir tatsızlık , susuyorum su içiyorum , suyun tadı bile acı , içim öyle acı ki çünkü....
Sabahı sabah ettim dedim ya , bir yanım İstanbul'a bir daha ayak basmak istemiyor , hava alanından eve dönerken stadın oradan geçmeye dayanamayacak gibiyim yeminle yakarım  baştan başa Neron gibi o stadı. Bir yandan da Cannes dar geliyor bana rezil olmuş tatilim, bir kaç gün huzur bulmaya geldiğim yerler zehir olmuş...
Başka hiçbirşeyden konuşasın yok , bu konudan konuşmaya mecalim yok artık....
Böyle bir dilemmalar zinciri yaşıyorum ...
Kim ulan bunun sorumlusu ,Aziz mi ? Daum mu ?futbolcular mı ? Kim ya kim ??? Bence Aziz kardeşim !!!!!
Artık yeter , ya hakikaten insanı Fenerbahçelilikten soğutur bu adam , dilimin ucuna gelenler daha ağır da hadi tutuyorum kendimi, babam yaşında be...
Bunun böyle gitmediği çok bariz , gitsin bu adam , kardeşlerini kuzenini , kankalarını da alsın gitsin Daum denen keşi de götürmeyi unutmasın... Neyse parası verilsin adam gibi takım kurulsun , şöyle karizması olan , imajı sağlam bir yönetim gelsin, artık Şükrü Saraçoğlu bana hayal olmasın.
Son sözüm stadda gerçek dışı anons yapan, o anası Karaköy Zürafa sokakta iş tutan , o *öt herif ;  senin adresini bana versinler , seni en ağır işkencelere maruz bırakmazsam ne olayım . O Hostel filmindeki işkenceler gıdıklama kalır senin için düşündüklerimin yanında. Ailem , biri sürü arkadaşım staddaydı ... Bir çoğu ile konuştum , mesajlaştım . Senin o **neliğin yüzünden daha beter kanser oldu herkes.
En çok da üzüldüğüm  dün akşam o stadı dolduranların nasıl evlerine gidebildikleriydi...Bir arkadaşım yazmış kendi blogunda az  önce okudum ''evimin yolunu bulamıyorum'' diye ... Allah sizi davul etsin , insanları böyle üzdünüz ..... Gidin , gidin de bizi Fener'in aşkıyla yanlız bırakın. Aşk zaten acı çekmek değil mi sanki ?

16 Mayıs 2010 Pazar

Allahım Neydi Günahım(ız)


BENİ BU GURBET DİYARLARDA BÖYLE KAHRETTİNİZ YA SİZİN HEPİNİZİN EBESİNİ EŞŞEKLER KOVALASIN ...
AZİZ YILDIRIM GİT ALLAH'IN AŞKINA AL ANANI DA GİT BİZİ DAHA FAZLA KANSER ETME!!!!! YETER...
KAPKARA OLDU DÜNYAM(IZ) , ZİNDAN OLDU HAYATIM(IZ) !!!!
SUÇUMUZ FENERLİ OLMAK....
YA YETER HEP Mİ HÜSRAN HEP Mİ HAYALKIRIKLIĞI ?? SİNİRİMDEN BENİ KÜÇÜK BİR SABİYKEN FENERLİ YAPAN ABİME TELEFONDA İNSAN ÖZ KARDEŞİNE BUNU YAPAR MI  , NE SUÇUM VARDI Kİ BANA BU LANET FENER KARASEVDASINI AŞILADINDA DÜNYAM KARARDI BU GECE DEDİM. ABİ-KARDEŞ AĞLADIK...
REZİL OLAN BİZ DEĞİL SİZLERSİNİZ MİLYON EUROLUK EŞŞEKLER , MİLYAR DOLARLIK SERVET SAHİBİ YÖNETİCİ MÜSVETTELERİ... GİDİN ULAN TOPUNUZ GİDİN HANGİ CEHENNEMDE YANACASAKSANIZ ORAYA...

FENER GOOOOLLLL GOLLLLLLL GOLLLLLL


Hadi az kaldı bee , noolur bee bari siz ağlatmayın beni beee...

Ya gerçi tirabzonsiporda bize hep ters gelir lazkopatlar :) offf 3000 km uzakta olsam da aklım Saraçoğlunda . Bu mutluluğu yaşamayı öyle istiyorum ki  , Allah muhafaza en ufak bir tersliğe kalbim dayanmaz samimi söylüyorum ... Artık cenazemi gelir Cannes dan alırlar..Danyel Güzia da arkamdan Fatiha okur mu acep :)

PS : Resimde piyer parem Van Hooijdonk u gördümde ... ya bir gün döneceksin sen Mabed'e...

13 Mayıs 2010 Perşembe

A New Era In My Life


Yaptığım ettiğim çok şeyin arasında pek azı bende 'bambaşka birşey '' hissi  uyandırmıştır . Ruhsuz muyum neyim artık.... Bu da o nadir şeylerden biri oldu ; gerçekten kabul edildiğimi öğrediğimde biri beni çimdiklesin istedim.

Hayırlısı ile  long -distance   MBA yapacağız bu  ilim -irfan yuvasında ... Negzel ya , neydi öyle eskiden kalkar okula , kampüse giderdik  : )
Aman artık gülücük efekti , kahkaha nidası yapmayalım , ciddi olalım, MBA insanı olalım biraz .
MBA için okul araştırırken İstanbul Bilgi Üniversitesi' ni görmüş bulundum . Okulun hemen hemen bir çok yerinde okuduğum ve çok hoşuma giden bir söz vardı. Şimdi tam da manzaraya denk geldi ya paylaşmadan olmaz ;

Non Scholae Sed Vitae Discimus*

Lucius Annaeus Seneca

*: Okul için değil , yaşam için öğrenmeliyiz....

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Paris'te tatlı krizin gelirse

Herhalde dünya nufusunun büyük bir çoğunluğunun en başta sırayalacağı şehirlerden biridir Paris en çok gitmek ve görülmek istenilenler arasında...
Ben açıkçası kaç kere gittim parfüm kokulu şehre hatırlamıyorum.Malum modern bir Evliya Çelebi olduk çıktık. Şanslı mıyım yoksa bahtsız mıyım artık o konu yoruma açık... Ezberledim artık EuroDisneyland 'den   Champ Elysees 'e  , Moulin Rouge ' dan Louvre Museum ' a .... Hele o Disney'de tam Türk usulu kuyruğa kaynak yapma olayım var ki o an yanımda olanlar iyi bilir onu :)) Ben olmasam donmuşlardı  ama  buzzz gibi Paris soğuğunda  , o da ayrı konu!!!!
E tabi  buraları tavaf ederken tabir -i caizse arada toplantıları  filan da halletik asıl ziyaret amacımız :( Dedim ya artık tam nerdeyse sıkılmıştım  off gene mi yeaa moduna gelmiştim  ki ;

Artık bu şehirde beni çeken  yeni bir keşfim var !!!! Vallahi bu Fransızlara yeme içmede haklarını teslim etmek gerek. Şu resimde görmüş olduğunuz Macaronlar var ya ahh bunları insan yemeye kıyamaz .... Ama olmaz böyle lezzet olmaz böyle güzellik. Allah'ım sen çok büyüksün  bu ne güzel bir nimettir ya ...

Yarın sabah güzzzel ve uzzun bi kahvaltı bekliyor beni

10 Mayıs 2010 Pazartesi

As an Executive


An executive is a person who always decides; sometimes he/she  decides correctly, but he/she always decides...

John H. Patterson

Gerçekten lafı gediğine koymuş , beni nerden tanıyorsa :)

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Azmetttik bakalım...




Kaç haftada bitecek bilmiyorum ama çok güzel olacak , baya kastırdık cumartesi gecesi. Olcak olcak süpper olcak eminim :)

Ruhuna El Fatiha


Uzun zamandır yememiştim... Affetmedim , ohh hamdolsun , yarasın

26 Nisan 2010 Pazartesi

Zamanı gelmişti parçaları birleştirmenin :)


Özlemişim bee.. Ne zamandır yapmıyordum , en son yazın bi 1500 parçalık bitirmiştim. İhtiyacım vardı bu ''bağımlılığın'' verdiği dinginliğe , o konsantrasyon anına , tamamlamanın verdiği hazza...
Eh başlıyorum hemen bu gece gerçi seyahatler , işler , toplantılar , ihmal edilmemesi gereken vatandaşlar(!) baya yoğun herzamanki gibi...
Artık ne zaman biter bilemem , bitince de bi foto alırz artık el emeğimiz göz nurumuz diye :) Şaka bi yana gerçekten 2,15 miyop olmamın yegane sebeplerinden ossun bayılıyorum bu puzzle olayına be....

You

Bir sinema filmi desem hayatıma , başrol oyuncuları var , filmin ağırlıklı geçtiği ana mekanlar var ve olay örgüsü var , akışı var. Ara ara da figüranlar oluyor hani bir veya birkaç sekansta gözüküyor . Zaten her oyuncu ilk başlarda figuran gibi kısa sahneler ve repliklerle yer buluyor bu ne zaman biteceği Allah'tan başkasının bilmediği real time otobiyografik eserde .. İşte , bazısının ilk sahnesini diğer sahneleri izliyor bir bakmışsın hala rolleri var hayatında ne güzel...Artık sen O'nun için bir figuran , konuk oyuncu değilsin O da senin için değil , yardımcı rollerden hatta baş karakterlerden biri olmuşsunuz bu arkadaşınızın , tanıdığınızın.
Bir de şöyle bir şey oluyormuş bunu da yeni koydular senaryoya , bir figuran mı konuk oyuncu mu ilk önce tam anlamıyorsun hatta filmin geçtiği sahnede orada bulunan bir ''gönüllü figuran'' desek daha mı doğru olur ...
Gel diyorsun , şurda bir iki dakika dur , melek kalpli ya bu , ''tamam'' diyor. Ne oluyorsa oluyor birden pat diye ''leading actor'' oluyor hayatında .Onunla paylaşmak istiyorsun birçok sahneyi, ne kadar çok repliği varsa o kadar mutlu oluyorsun...

25 Nisan 2010 Pazar

Nerden aklıma geldiyse


Dam üstünde Darth Vader Vur beline Lightsaber...

Genelde kendi dediklerime gülmem kolay kolay ama buna katıla katıla güldüm ... unutmayalım da buraya yazalım dedim özlü bi söz olsun bari

PS : kısa ve öz oldu yazı (anlayana)

24 Nisan 2010 Cumartesi

Ben bi küççük filim


Bunu yedim bir de üstüne bi yarım porsiyon daha yedim tabi yarım porsiyonla beraber biraz acı sos  tabağına takviye yapıldı hatta o da yetmedi Ekin'in tabağındaki biberleri de yedim , Aksel de saolsun '' Al Allah gözünü doyursun diyerekten 2 tane köftesini bana verdi e nimet sonuçta hemide köfte nimeti yedik arkamızdan ağlamasın :)
Anlamıyorum bu yediklerim benim nereye gidiyor hani bazısına su içse yarar ya maşallah nazarlardan saklasın Yaradan , bi kuzuyu tek başıma yerim de banamısın demem . Aslında bu kadar nevaleyi löpletmeden önceki saatlerde 1 saate yakın kinesis çalıştım hımm sanırım haketmişim .

Gelelim bu pamukların bakınız köftelerin demiyorum bildiğimiz pamuk bunnar lokum lokum !! nerde yenileceğine Ekspres İnegöl Köfte Kadıköy... Yıldız Teknik'te okurkene ,özellikle dersimin öğlen saatlerinde bitip 13:15 vapuruna yetiştiğim günlerde , hemen kendimi buraya atardım...Dersten çıkımışız e yemek yenmemiş vapurda yaz kış farketmez açık havada oturduğumuzdan , deniz havası da iyice açlığımızı kamçılamış. Tuğçe 'den klasik soru ; Ne yiyeceğiz ?? Benden klasik cevap Ekspress!!! Valla bu sorunun olduğu her 10 dialogdan en az 8 ine bu cevabı vermişimdir. Güzel oldu valla gençliğimizi yadettik( Böhüü böhüü)
Açıklıyorum ; bütün üstün okul başarılarımı (öhhöm öhhöm ) Ekspres İnegöl Köftecisine borçluyum. Çoluk çocuk sahibi vatandaşarımıza söylüyorum yavrucuklarınızı dersaneye mersaneye yollayacağınıza buraya götürün , yedirin bakın teşbihte hata olmaz deli danalar gibi ders çalışacaktırlar öyle manyak bi etkisi var bunların lezzetinin insan beynine...

PS : Vapur iskelesinden çıkıp Akmarın sokağına dalınız yukarı meydana dogru yürürken , Baylan Pastanesinin olduğu ara sokağa giriniz Lütfen 1,5 söyleyiniz , terbiyesizlik etmeyiniz.Bu arada , 1,5  köfte asla ama asla tek seferder gelmez önce 1 porsiyon gelir , yarım porsiyon siz tabağı silip süpürmüş iken hızır gibi yetişir.

22 Nisan 2010 Perşembe

Çok Okunan Gastede Popüler Yazar Olmaya Giriş - 101


Önümüzdeki bir kaç hafta boyunca , bu konuyu işleyeceğiz. İlk dersimizde '' Minare bir tarafıma , dünya başka bir tarafıma'' tarzı yazı yazma örneğini inceleyeceğiz. Halk arasında , '' Y**şak , burjuva y*lakası , burjuva özentisi '' gibi sıfatlarla adlandırılan bu yazar tipinin en güzel örnekleri , Zürriyet ve Zilliyet gastelerinde konuşlanmıştır. Genelde memleket meseleleri ile çok anlar ve ilgili gözükürler ancak yazıları birçok sıradan insan için ütopik olarak değerlendirilebilecek bir yaşam tarzını anlatır. Bu akımın en iyi temsilcileri E.Ö. ve S.T. dir . Özellikle E.Ö. , mütamadiyen bakanlar , başkabanlar , Papa , rahmetli John Kennedy , taçsız kral Pele gibi birçok şahısla telefonda görüşür , ve '' telefon çaldı ve arayan başbakandı'' şeklinde cümlelerle bizim gibi başbakanın aramayacağı insancıkların yüreğine su serper ( Başbakan kelimesini istediğiniz herhangi bir önemli isimle değiştirebilirisiniz , ben burada bu örneği kullandım) S.T. ise kendini Amerikalı zanneder bilemiyorum tedavi edilmesi zor bir şizofrenik eğilim yada çoklu kişilik sendromu sanırım ne diyelim acil şifalar . Bu yazarlık akımının en yeni temsilcisi daha birkaç sene önce 3. sınıf ağa dizilerinin kritiğini yapan şimdi ise S.T. cilik oynanan C.S dir. Kendisi , erkek olduğu halde UGG giyer ...Bir de bu akımın bağyan bir temsilcisi vardır ki kendisini yolda görsem gider eve gider abdest alırım o derece ... A.A olarak kısalttığımız bu yaşı geçgin hanım abla , sanki memlekette ne oluyor bitiyor çok koca kıçındaymış gibi birşeyler zırvalar durur , ülke elden gidiyor filan diye kendi gibi mal beyinlinin birini bulur roportaj yapar sonra NYC ye falan kaçar sitresli hayatından uzaklaşmak için
Haydi kuzucuklar , hep beraber örnek yazımızı inceleyeleyim ;

''Geçen hafta sonunu , Büyük Britanya'nın o uçsuz bucaksız at çiftliklerinde , yakın dostum , mirimle polo oynayarak geçirdim ve bütün bu yemyeşil Büyük Britanyanın güzelliklerine rağmen içimden Champ Elysess de boydan boya yürümek akşama doğru ise Bordeaux nun kıymetlı üzüm bağlarında yalın ayak koşmak geldi ne diyeyim bunun üstüne de nefis bir Petrus iyi giderdi. Açıkçası en son gittiğimde tattığım 4800 € luk şişe , gayet cuzi fiyatına rağmen muhteşem bir tat bıraktı nazik damağımda...
Ancak , en değerli varlığım köpeciğim Cincoş'un sağ ön ayağındaki mantar dolayısı ile o kadar aklım Istanbulda kalmıştı ki  ne yazık ki Fransa planlarımı bir sonraki haftaya ertelemek durumunda kaldım Ah hayat ne acımasız davranıyor bize değil mi benim canım okuyucularım ....
Bu can sıkıcı durumdan ötürü , bu Londra seyahatimde , Harrods a uğrayamadım..Ama ciciş okuyucularım lütfen bana kırılmasın , en kısa zamanda NYC ye gidip bütün alışveriş tüyolarımı sizinle paylaşacağım...''

Evet , bir sonraki dersimizde , bu akımın hanım ablası konumunda olan A.A. ' yı daha yakından inceleyeceğiz . Birebir kendisinin yazı tipine uygun bir örnekleme yapacağız''

Hiç bir halt anlamadan , hiç bir fikri savunmadan gazetede köşe sahibi olup yılda milyon $ maaş almanın kapılarını size Bohemian Frog açıyor.
You're Welcome ...

Gerçek mi buuu ??


Allahım nolur gerçek olsun, ARMIN in ISTANBUL !
Mekanın internet sitesine baktım henuz Temmuz programı açıklanmamış ...Ancak 16 Temmuzda Maçka Küçükçiftlik Park ' ta sahne alacak deyyolar

Şimdi , bu hayat denen nane şekeri , bana hep Murphy Yasalarını uygular ya , tam o tarihte ben dünyanın gubidik bir yerinde olabilirim ...Ama olmayayım nolur be ...Aminnn :)

21 Nisan 2010 Çarşamba

Sense & Sensibility


Aşk , öyle bir şuledir ki sevgiliden başka ne varsa yakar.

Mevlana.

Sometimes ,  I become speechless, I start to stammer after a while  and all I can say '' I do not know''....

19 Nisan 2010 Pazartesi

Melisizm ve Hazımsız Kuşlar Hakkında ....



Birşey dememeye karar vermiştim aslında bu konu üzerine ama maşallah sabah geldim geleli şirkette başka mevzu olmadı.  Gelen telefonların mesajların  ise haddi hesabı yok sanırsın  şampiyonluğa havlu atan takım biziz...Yani bu -ismi malum ''semt takımı'' nın sözde sayko taraftarları yenildiklerine sevinmişler aslında sayko ya bunlar istedikleri gibi ağlayığ zırlayıp melislik yapabiliyorlar bu sayede , dertlerine derman olabildiysek ne ala ....
Nedir arkadaşım , zavalllı kuşum senin derdin ne ??? Yok kazı yapmışız yok hakemi korkutmuşuz .. Heheyt be sen bütün 90 dakika boyunca alık alık gez sahada , sonra yok Fenerbahçe taraftarı böyle , yok bunlar melis .
Melisin kim olduğunu dünya alem biliyor , o melis ,bazı '' mühim '' kişilerin evine tüp servisini bizzat yapıyor, ağlıyor zırlıyor  yemin ediyorum o sahneler gözümün önüne geldikçe ben utanıyorum ya yazık .....
Dediğim gibi ben kelam etme niyetinde değildim , evimizde ağırladık biricik hatunumuzun kız kardeşini , baldız baldan tatlı tabi .... ( Zuaahahah , Nuri Alço kahkahası var burda ) Gereken yapıldı , şampiyonluk kutlamaları için mekan düşünüyoruz şimdi açıkçası biz o boyuttayız , siz hangi şarkıyı söylüyorsunuz hala be ?
Neyse , şaka bir yana , üzülüyorum ama beşlitaş için değil , bu ''semt takımı'' na gönül vermiş eş dost için , dediğim gibi hepsi ağız ishali olmuş  geçmiş ossun canlarım :))))) :ppppp
Alın size emzik , ağlamayın hıçkırıklarınızı duymayayım duygusal oluyorum bak sonra : )
Ne de olsa ;
''Sizinkisi  bir aşk hikayesi bizimkisi aşkın ta kendisi''

Dumansız hava sahasını destekliyorum


E çünkü ne olacağımız belli  değil bu hafta. Resmen dağ başını duman almışın 10 level üstü Avrupa semaları ...

Şimdi ben Fransa'ya gidecek miyim ? Bilmiyoruz. Bakalım Allah Kerim. Ama artık biri beni bu konuda aydınlatsın , hani gökyüzündeki kül bulutu dağılacak gibi  değil ama biri benim aklımdaki bulutları dağıtsın; ''gitmiyosun küççük kurbaa paşa paşa takıl memleketinde bu hafta '' desin ...

Yanlız şimdi şöyle bir durum var ; biri benim adımı Eyjafjallajökull ( copy-paste ile yazılmıştır!) koysa ben de patlarım off böylen gerzek şaban bir isim mi olur yahu :) Yanardağ bile olsa koyulmaz yazık....

Zannediyorum patlamadan önce şöyle bir dialog geçmiş olabilir ;

- Adın ne dağ kardeş ?
-Eyjafjallajökull ( copy-paste ile yazılmıştır!)
 iç ses: Ohannesburg
-Zuahahaha o nasıl ad be bahtsız bedevi , karizma yoksunu
-Eahh eyt beee hep sustum yeter patlıyacam artık!!!

Sonuç malum , yılların intikamını aldı bizden yılların suskun golcüsü mübarek...Adeta kül oldu yağdı ....
Ciddi ciddi Eyjafjallajökull ( copy-paste ile yazılmıştır!) ne demek acaba ? İzlandaca'da ejukülasyon demek falan heralde , e zaten dedim ya patlaması müstahak bu isimle.Bir de telaffuz konusu var , Wiki'den baktım , ''Eyveleygıl'' olarak okunuyor Ne diorsun bu mu yani ? Bu kadar tantana bi Eyveleygıl demek için mi yahu Bütün klavyeyi tuşlamıssın, var bu İzlandalılarda bir gariplik

Sana da Eyveleygıl canım selametle ....

18 Nisan 2010 Pazar

Seppeeet



 Sepet .

Sepet mi ? Valla seppetim ben . Bu lafı da daha yeni öğrendim , kısmet... Bir laf bir insanı tanımlamak için anca bu kadar uyar . Söyleyen arkadaş sen var ya , seni ben ne yapayım ??? :)
Gerçi O'nun banko lafı ama bana tam uydu bu sepetlik mertebesi...Artık başkasına söylemesin Ben olayım yegane sepet

Ohh be , insanın kendini bilmesi ne güzel :)

Artık bana herşey mübah e ne de olsa seppeeetim ben .

16 Nisan 2010 Cuma

Feeling the blanks


Aslında okulda bizi senelerce kandırmışlar filling the blanks diye mühim olan feeling the blanks miş ....
İçimde bir boşluk vardı ki nerden baksan bir buçuk sene olmuştu. ''Numb'' olmuştum nereyi doldurucağımı bilmiyordum ki boşluğu kapatayım...

Neyin eksik olduğunu bile hissedemiyordum ki boşluğunu doldurayım. Bi an geldiki hissetim artık dolsa da dolmasa da ....
Ah işte o an var ya süper .....